18 Temmuz 2009 Cumartesi

KİME ÇALIŞIYORLAR ?



Pkk sempatizanı oldukları bilinen çok sayıda işyeri kürt kökenli vatandaşlardan başka personel çalıştırmıyor. Ülkemizin her yerinde faaliyet gösteren bu holding, şirket, sanayii tesisleri, ticari müesseseler personel seçiminde ve yerleştirmesinde etnik kimliğini ön planda tutuyor. Daha doğrusu bu işyerlerinde TÜRK çalışamıyor, çalıştırılmıyor. Örneğin niceleri gibi kiler market denen resmi hain sadece kürtleri çalıştırıyor. Ayrımcılığın ve bölücülüğün en çirkef tavrını sergileyen kiler köyden ya da dağdan personel getirip işgücü olarak kullanıyor. Bu ülkeden beslenen bu tavukların nereye yumurtladığı malum, ancak engel olmak bizim elimizde. Alışveriş ederken bu etkenleri gözardı etme.

İbrahim Tatlısesin sahip olduğu yurtiçi ve yurtdışındaki yirmi(20) den fazla şirketinde de sadece kürtler çalışabiliyor.Hatta kebap ve lahmacun lokntalarında kirli elleri ile Türkçeyi zor konuşan insancıklar servis yapıyor. Otellerinde, radyo tv şirketlerinde, gıda fabrikalarında da durum aynı.
İsimleri belli olan daha bir çok işyeri ve şirket TÜRKLER e iş vermiyor.









Bu Devlet Bizim mi?


Çakal Öcalan: 'Yol haritasını 15 Ağustos'a yetiştireceğim'
İmralı'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çeken bölücübaşı Abdullah Öcalan, 15 Ağustos'a kadar ‘yol haritası' hazırlayacağını söylerken, “Tarihi günler yaşıyoruz. 1-1.5 ay sonra süreç değişebilir” dedi.
Yukarıdaki haber PKK itlerinin web sitesinde yayınlanır yayınlanmaz ulusal(!) medyanın nerdeyse hepsinde birinci haber olarak servis edildi. Bu köpeğin nerdeyse her sözü avukatları vasıtası ile malum medyaya sevis ediliyor, onlarda zevkle yayınlıyor. Engel olan yok:çünkü devletin milli politikası olmadığı gibi terör konusunda da politikası yok. Baş köpek demeçlerini rahatlıkla veriyor, her sözü gerekli yerde yankı buluyor, sanki devlet başkanı gibi ilgi ve alaka görüyor. İmralıda resmi konutu gibi; GÜVENLİ, RAHAT, SAĞLIKLI. Dışarda olsa şimdi leşi elimizdeydi.
Terörist başını muhatap almam diyen Türkiye devletine bu iti birileri muhatap yapmak için gayret gösteriyor. Önceki hain amaçlarında olduğu gibi bunda da kutsal ittifaklar yardımı ile sona doğru geliniyor. Köpeğin laf sızdırmalarının medyada hatta siyasi kademede bu denli iltifata ve dikkate mashar olması bu gayretin götergeleri. Bu sıralarda hain medyadaki haberlere bakılırsa apo denen süzme 3-5 sene tahliye edilecekmiş. Salıverilirse çokda şaşırmayın. Milletvekili bile olur. Şuan mecliste olan hainlerden ne eksiği yok fazlası var: İçerdekiler sadece avukatlığını ya da yardakçılığını yapıyor, apo denen köpek ise hainlerin orjinali.
Türk Devleti işgal altında. Her türlü hadsizlik ve hainlik çok uzak değil. Şimdi şu soruyu kendinize sorun ve cevaplayın: BU DEVLET BİZİM TÜRK DELETİ Mİ?

2 Temmuz 2009 Perşembe

KÜRTLERİ ALLAH(cc) HELAK ETTİ.



Başlığı okuyunca şaşırdınız değil mi? Şaşırmakta haklısınız, çünkü daha önce bunu duymamıştınız,okumamıştınız da. Ben de duymamıştım.Bir şeyin olup olmadığını ancak başkası söylerse ya da yazarsa öğreniyoruz. Başlıkta belirttiğim sonuca hangi sebeplerden geldiğimi açıklayacağım:
Hangi Kürt (kardeşimiz)e sorarsanız sorun; tarihlerinin 7000 yıllık olduğunu urartu, med, vb mezepotomya uygarlıklarının nerdeyse hepsinin kurucularının kürtler olduğunu söyler. Hatta daha da ileri gidip Türk oldukları antropolokların ve tarihçilerin uzlaştığı bir konu olan SÜMERLERin ve BABİLLİLERin bile kürt oluğunu söylerler.Buraya kadar birşey anlamadınız ;asıl konu burda:

Nuhun Tufanını az ya da çok hepimiz biliyoruz. Kısaca anlatmak gerekirse: Nuh(as)peygamberin bütün uyarılarına rağmen bozgunculuk,azgınlık ve sapkınlığına devam eden kavmin (dikkat!) İNKARCILARI bölgeyi kaplayan sular içinde boğuldu. Hepimiz bütün dünyanın sular altında kaldığını bilsek de sadece mezopotomya bölgesinin sular altında kaldığını hem Kur'an ı kerimden hem de arkeolojik delillerden öğreniyoruz. "Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları da suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi." (A'raf Suresi, 64) Hatta karadenizin dicle ve fırat nehirlerinin Nuh tufanında oluştuğu söylenir.


Peki helak olan kavim kimlerdi? Tabii ki KÜRTLER. Çünkü kürtler kendilerinin iddia ettiğine göre o tarih aralığında tufanın olduğu coğrafyada mutlu mesut yaşıyorlarmış.Ana konusu tufan olan gılgamış destanını bile kendi destanı sayan kürtlerin bu iddiayı reddetmeleri aslında soyunu reddetmek olur(doğrusu da budur). Tufanda Yüce Allah(cc) ın yok ettiği kürtler şimdi nasıl oldu da aynı bölgeden türediler ve işin kötü tarafı hala bozgunculuk ve azgınlıklarına devam etmektedirler? Çünkü bugünkü kürtler Fars kökenli olup ermeni ve TÜRK kırması aşiretlerdir. Eğer böyle olmasaydı; kürtlerin dediği gibi 7000(yedibin) yıllık tarihleri olsaydı bugünkü nüfusları toplamı 25-30 milyon değil 300 milyon olurdu(en az). Tarihteki iran dan(fars) bugün 50-60 milyon kişinin kalmış olması da bu bölünmüşlüğü(ermeni ve kürtler) izah eder.
Sonuçta kafanızda kalan soru şu olmalı:bugünde sapkınlık,bzgunculu,hıyanet,azınlık içinde olan kürtler ne olacak. Elbetteki Allah(cc)ın izniyle yüce TÜRK MİLLETİ hainleri yok edecektir.

"Böylece onu ve onunla birlikte olanları Katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların da kökünü kuruttuk. (A'raf Suresi, 72)"
bu yazıyı herkeze postala ki şanını bilsin.

24 Haziran 2009 Çarşamba

İran-Türkiye Pkk Boru Hattı!!!!!

Türkiye ye bir yılda 2.5 milyon ton kaçak akaryakıt girdiği belirtiliyor.Parasal değeri vergi kaybıyla birlikte 8 milyar doları buluyor. 2.5 milyon ton kaçak petrolün 1milyon tonu Van'dan katırlarla giriyor.Ülkemizde tüketilen benzinin %20 sinin kaçak olduğu söyleniyor.

Akaryakıt kaçakçılığı ile mücadelede 2008 yılı içerisinde toplam 756 adet operasyon yapıldı. 3 milyon 754 bin 89 litre kaçak akaryakıt ve türevleri ele geçirildi. 2008 yılında meydana gelen akaryakıt kaçakçılığı olay dağılımında ilk on il ise Gaziantep, Van, Şanlıurfa, Hatay, Hakkari, Mardin, Iğdır, Şırnak, İstanbul ve Kocaeli olarak sıralandı.




Peki bu kadar büyük miktardaki kaçakçılığın gelirleri nereye gidiyor?Katırlarla taşımaılığını yapan sınır köylülerine mi yoksa pkk ya mı? Tabii ki pkk ya..


Kaçak petrolde kapı görevini gören Van sigara, uyuşturucu ve elektronik eşya kaçakçılığında da ön sırada yer alıyor.

Kayıp Çocuklar ve PKK


2008 verilerine göre kayıp çocuk bildirimi sayısı 9000.Emniyetin açıkladığı ve başbakanlığınlıgın internet sitesinde yazılanlara göre kayıp çocuk sayısı 1500(bulunamayanlar). Tabi bunlar resmi rakamlar, emniyete intikal etmemiş ya da ettirilmemişlerin sayısını da katarsak bu sayısın ikiye hatta üçe dörde katlanacağı kesin.Kayıp çocuk sayısında marmara, içanadolu ve güneydoğu anadolu ilk sıralarda.
Kayıp çocukların büyük çoğunluğu büyükşehirlerden olmasının yanında Diyarbakır,Ş.urfa,Adana,Mersin Batman gibi illerde de sayının yüksek olması dikkat çekiyor. Dikkat çekmiyor aslında fikir veriyor.

Çocukların pkk tarafından hırsızlık,gasp,kapkaç,işportacılık gibi işlerde zorla çalıştırıldığı biliniyor.Pkk denen şerefsizlere para vermek istemiyorsak mendil satan,köprü gişelerinde bekleyen,dilenen,kırmızı ışıkta su satan ,çiçek satan çocuklara para vermememiz gerekiyor.

Verilere göre kayıpların yarısı kız çocukları.Kadın ticareti piyasasını dini ve imanı olmayan Pkk ve yandaşları yönetiyor.

Dikkat pkk içimizde ve onu biz büyütüyoruz.

Besleme ki büyümesin.

21 Haziran 2009 Pazar

Kirli ellerini ÇEK bayrağımdan.........

Bu kirli elleri şanlı bayrağımızın üzerinde ilk kez görmüyoruz.Hain dtp nin 21.haziran.2009 tarihinde şanlıurfa 2.olağan kongresinde yenide ortaya çıkan bu leşlere dur diyen yok...!!!Binlerce yıllık Türk devlet onurunu yok eden cumhuriyet dönemi yöneticilerinden, geleneksel TÜRK DEVLET POLİTİKASInın terk edilmesinden cesaret alan korkakların ellerini kıracak,hatta ellerini kaldırmaktan titretecen yüce TÜRK alperenlerini beklemekteyiz.Tarih namussuzluğa gözyuman yöneticileri hem Türk vicdanında mahkum edecek, hem de yüce Allah(cc) bu hainliğin bedelini verecektir.

Allah(cc) yüce Türk milletine tekrar kudretli devlet adamları nasip etsin. Yaradan elbet bir gün bu duamızı kabul edecektir.Bugünkü yöneticiler bilsinlerki Kıyakçılığın sonu ayakçılıktır.

20 Haziran 2009 Cumartesi

Mahsun Kırmızıgül neye hizmet ediyor?

Resimlerde pkk paçavrasıyla görülen Mahsun Kırmızıgül; resimdeki bayrağın orjinalde olmadığını sonradan kadrajlandığını iddia etti. Aslında bayrağın Irakın kuzeyinde sözde yönetimin federe bayrağı olduğunu sonradan fotoğrafın yerine pkk paçavrasının komplo amacıyla eklendiğini açıkladı.( zaho valiliğinde çekilmiş)

Her şeyin mahsunun anlatığı gibi komplo olduğunu farzetsek bile;
(hafızası iyi olanlar hatırlayacaktır) bundan birkaç sene önceki pkk paçavrası altında verdiği konser görüntülerini unutmadık. Mahsunun o görüntülere de cevap vermiş:"farketmemiştim,ben her çağrılan yere giderim demişti.

Bunda da mahsunu haklı bulalım. Ancak konu şu ki: bu insanın iyi niyetli olmadığı, gönlünün bölücü yandaşlığı ile olduğu açık. Bir kere bile bu ülkeyi ayrağı ve milletiyle sevdiğini, pkk yı lanetlediğini, kınadığını duydunuz mu.???????




3d Türk bayrağı ekran koruyucu



Muhteşem bir 3boyutlu Türk bayrağı ekran koruyucusu.İndir ekranında dalgalansın.



Almanya PKK'lıları kovuyor (mu?)........!!!!!!!!!!

1993'ten bu yana faaliyetleri yasaklı terör örgütü mensupları Almanya'dan kovuluyor.
Fedaral İçişleri Bakanlığı, 'Türkiye’de baskı ve ayrımcılık var' diyerek Almanya’ya siyasi iltica talebinde bulunan terör örgütü yandaşı 8 bin kişiye ülkeyi terk etmeleri için mektup gönderildi. Geçici oturma izni ile Almanya'da yaşayan fakat yasaklı terör örgütü PKK ile ilişkili finansman ve kadro temini açısından örgüte desteğini sürdürerek, eylemlere karışan 8 bin terör örgütü yandaşına Almanya’yı terk etmeleri yönünde mektuplar gönderildi.Ben de PKK’lıyım diye bir imza kampanyası başlatan ve karara itiraz eden teröristlerin itirazları, Berlin ve Hessen Eyalet Yüksek Mahkemeleri ile Lunenburg Yerel Mahkemesince verilen kararlarda, "Türkiye’de insan hakları konusunda Kürtler açısından bir sıkıntı yaşanmadığına" dikkat çekilerek, talepler reddedildi. İşte Yüksek Mahkeme'nin başvurulara cevabı:Avrupa Birliği sürecinde açıklanan paketler de ortaya koydu ki Türkiye’de Kürtlere yönelik toplu işkence, insan hakları ihlali gibi uygulamalar yok. Reformlara imza atan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde Kürtler şiddet görmüyor ve siyasi takibe maruz kalmıyor. Din baskısı iddiası da doğru değil. Türkiye’de farklı etnik gruplara ve dinlere koruma var. Farklı dini gruplar için de bir tehlike yok. Devlet ne kendisi şiddet uyguluyor, ne dolaylı yoldan bunu yapıyor. AB’ye uyum döneminde demokratik bir süreç oluştu. İlticacıların Türkiye’ye geri gönderilmeleri yasaldır. Türkiye’ye dönmelerinde hiçbir sakınca yoktur.Bu kararla yaklaşık 8 bin terör örgütü yandaşı en geç 2-3 ay içinde Almanya’yı terk etmesi gerekiyor, karara uymayanlar para ve hapis cezasının ardından Türkiye'ye gönderilecek.
İHA 18 haziran 2009

19 Haziran 2009 Cuma

PKK'dan kontör dolandırıcılığı

Lütfen herkesi uyarın!!!!!


Cep telefonu abonelerini arayan teröristler, "Şehit ailelerine yardım edin" diyerek kontör istiyor. Emniyet Amiri seviyesindeki sekiz polis, "İsmimiz kullanılarak cep telefonu abonelerinden kontör yükletiliyor" diye suç duyurusu yaptı.Bugün Gazetesi'nin haberine göre, istihbarat birimleri "Şehit polislerin ailelerine yardım kampanyası diye kandırılanların yüklediği binlerce kontörün PKK ve yandaşlarına dağıtıldığı bilgisine ulaştı.

Ayrıca web reklamlarında görünen "şu soruyu cevaplayın, 5 barfiks çekin kontör kazanın " gibi
aldatmaca linklere ve reklalmlara tıklamayın. Bu tür kanunsuz ve asalak işlerin hepsi pkk bağantılıdır.

PKK bağlantılı soygun çetesi


Çok değil daha bir kaç yıl öncesine kadar evimizin kapısını bile kilitlemezken şimdi çelik kapılı evimizde bile güvende değiliz. Sorun sizce sadece ekonomik mi? ya hainler???????

PKK'lı hırsızlar, çaldıkları mallarla hipermarket zinciri kurmuş
Eskişehir polisinin 5 ilde düzenlediği 'Tarantula' isimli operasyon, ilginç bir hırsızlık çetesini ortaya çıkardı.
Terör örgütü PKK'ya yardım ve yataklık suçundan sabıkalı kişilerin kurduğu 39 kişilik suç örgütünün, 2 hipermarket kurarak, çaldıkları malları burada sattığı belirlendi.Lüks bir hayat süren örgüt liderinin, İzmir, Denizli, Manisa, Yozgat ve Eskişehir'de elemanlarına hırsızlık yaptırdığı öğrenildi. Zanlıların ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda, BMW ve Volkswagen marka 7 araç, 5 adet sahte kimlik, çeşitli bankalara ait 97 hesap cüzdanı, 33 çek defteri ve çok sayıda mücevherat ele geçirildi. Eskişehir'in Atatürk ve Ziya Paşa caddelerinde faaliyet gösteren 2 hipermarketteki mallara da el konuldu. Şahısların, yasadışı yollardan elde ettikleri gelirleri market aracılığıyla akladığı kaydedildi

ve bir başkası
--------------------------------------------------------------------------
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü terör örgütü PKK ile bağlantılı bir soygun çetesini çökertti. Diyarbakır'da 3 kuyumcu ve PTT şubelerini uzun namlulu silahlarla soyan çete lideri ve üyeleri, polisin başarılı çalışması sayesinde kısa sürede ele geçirildi. Terör örgütü PKK bağlantılı çete lideri ile 10 kişi tutuklanırken, çalınan altınların tamamı ele geçirildi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde üç kuyumcu dükkânı ile bir PTT şubesini soyan çeteyi çökertti. Çetenin silah zoruyla gasp ettiği altın ve paralar ile soygunda kullandığı telsiz, pompalı tüfek, kaleşnikof marka piyade tüfeği, kar maskeleri ve telsiz Diyarbakır Asayiş Şube Müdürlüğü'nde basına gösterildi. Çetenin 23.09. 2008'de Bağlar ilçesi Sento Caddesi'ndeki Mardinyolu PTT şubesinden gasp ettiği 11 bin TL; 08.01.2009'da Sento Caddesi'ndeki PTT şubesinden gasp ettiği 5 bin TL; Bağlar ilçesi Girne Caddesi üzerindeki Deniz Kuyumculuk'tan gasp ettiği 3 kilo 200 gram ve 20 bin TL ile bir vatandaşı yaraladıkları silahlar basına gösterildi. Yakalanan çete lideri iş ve evlerinde yapılan aramalarda 3 kilo 200 gram altın, 2 bin TL para, olaylarda kullanmış oldukları kaleşnikof, 1 adet Star marka 9 mm. çapında silah, 1 adet Map marka 7.65 çapında silah, 1 adet pompalı tüfek, 1 adet telsiz ve kar maskeleri bulundu. GASPTAN TUTUKLANDI, ÇIKINCA ÇETE KURDU Diyarbakır Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya, örgüt liderliğini yapan M.A.'nın 18 yaşındayken gasp suçundan cezaevine girdiğini ve cezaevinden çıktıktan sonra etrafına insanlar toplayarak gasp ve soygun yapmaya başladığını dile getirdi. Çatalkaya, "Artık vatandaşımız o korkulu saatleri geçirmeyecek. Bu çalışmamızda vatandaşında yardımı oldu onları gerçekten teşekkür ediyorum. Eşkal, ihbar ve bizim teknik çalışmamız hepsi bir arada oldu." diye konuştu. Çetenin soygundan sonra kaçmak için kullandığı sepetli motosikletin de ele geçirildiğini anlatan Çatalkaya, soyguncuların olaydan sonra hızla elbiselerini değiştirerek, eşkâlini kaybetmeye çalıştıklarını anlattı. Çatalkaya, "Yakalanan 7 kişi suç işleyen, 3'ü de bunlara yardım edenlerden oluşuyor. Bunlardan 3 kişi daha önce terör örgütü PKK suçundan ceza almış. Çete lideri ise daha önce gasp, oto hırsızlığı, nitelikli yağma gibi suçlar işlemiş." biçiminde konuştu. Yakalanan M.A, R.A, D.D, F.Ç, Ş.S, MS.A, Z.K, AK,M.A, ve MS.A., suç işlemek için silahlı örgüt kurmak, örgüte üye olmak, halk arasında korku ve panik oluşturmak, üç ayrı işyerini silahlı gasp etmek ve adam yaralamak suçlarından adliyeye sevk edildi.
-------------------------------------------------

18 Haziran 2009 Perşembe

hainlerin destekçisi ermeniler

hainlerin destekçisi ermenilerin yalanları ve gerçekler.
zengin içerikli bir site. mutlaka bak::
soykırım yalanları. özür dileme

TÜRK kobrası leşlerin tepesinde

her kirli operasyonda pkk itlerine mali yardım yaptığı ortaya çıkan i.tatlıses rojtv de kıvırıyor::

17 Haziran 2009 Çarşamba

BİM marketleri ve pkk

Cüneyt ZAPSU;* Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın Danışmanı,* BİM marketlerin sahibi,* Kürt Teali Cemiyeti'nin Kurucu Üyesi,* Kürt Hevi Cemiyeti'nin Kurucusu,* 'Kürdistan'da Kürtten başka hiçbir millet yoktur' diyen AbdurrahimZAPSU'nun torunudur.Alman vatandaşı olduğu için milletvekilli adayı olmadığı belirtilen Cüneyt ZAPSU AKP'nin kurucu üyesi ve* Türkiye yalnızca Türklerin değildir..* Bu düzenin koruyucusu olmamız mümkün değil..* Ata'ya saygı duruşunda sap gibi ayakta durmaya gerek yok..* Bu hukuku hazırlayanlar bu düzenin kaldırılmasının maşası olacak...' diyenTayyip'in danışmanıdır.Yaşadığı sürede Türklere her fırsatta kin kusan babaannesi Hidayet Zapsu, Kürt isyanlarının baş aktörü olan Bedirhan aşiretine mensuptu.BİM'in de sahibi olan Cüneyt ZAPSU' nun halası PKK'nın ve Apo'nun akıl hocası Musa ANTER'in karısıdır.ZAPSU'nun şirketlerinde, Kürt Teali Cemiyeti'nin başkan ve mensuplarının torunları yönetici olarak görev yapıyorlar.* Şeyh Sait'in öcünü alıyorum, aldım...* Şeyh Sait ve taraftarları gerçek şehittirler' diyen , Şeyh Sait'in davaarkadaşı Abdurrahman ZAPSU'nun torunu Cüneyt ZAPSU icraatlarıyla da görülüyor ki, dedesinin kin ve intikam duygularını başarıyla devam ettiriyor.AKP Genel Başkan Yarımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat ise Şeyh Sait'in torunudur.BİM'den alınan her ürün hainlerin gücüne güç katmaktadır.
alıntı
editör yorumu:
Bim şu anda 2400 ü aşan mağaza sayısı ile Türkiye nin en çok nakit kazanan firması.BİM mağazalarında satılan hiçbir ürünü kendisi üretmiyor. Ya fason olarak başka firmalara ürettiriyor ya da hazır ürünlerden satın alıyor.Yani üretime kattığı hiçbir yeş yok.BİM ortaklarının mağazacılık dışında uğraştıkları bir işleri var mı?Türkiye de başka alanlarda yatırımları var mı? Bilen varsa iletsin.Ama yok.Bütün bunlar ne demek biliyormusunuz arkadaşlar?
Türkiyenin en çok nakit kazanan şirketi kazandığı bu paraları başka yerlerde harcıyor demetir.Burdan besleniyor başka yere yumurtluyor demektir..
Ya da (başbakanın danışmanı)Cüneyt Zapsu nun icraatlarını taip ediyor musunuz?(c.zapsu bim in ortağı ya da sahibi,çünkü bimin kimlerin olduğunu net bilmiyoruz).


PKK-UYUŞTURUCU VE FUHUŞ ÜÇGENİ

Avrupa alanında faaliyet gösteren üst düzey PKK’lıların bir elleri yağ ve balda iken, diğer elleri ise oynaşta. Özellikle Avrupa alanında faaliyet gösteren örgüt mensupları arasında yıllardır yaşanan bu keyif düşkünlüğü durumu, dağda son derece zor koşullar altında yaşamak zorunda kalan diğer örgüt üyelerini kızdırmaya ve hatta çokça kıskandırmaya devam ediyor. Ancak bu seferki kıskanılan keyifli yaşam, geçmiştekilerden biraz farklılık gösteriyor.
PKK’nın Almanya’daki her düzeydeki örgüt mensupları arasında geçmişten günümüze yaşanan hatırı sayılır bu cinsel ilişkiler, “Kol kırılır, yen içinde kalır” misali biraz da “Bizbizeyiz ve neyse ki kendi aramızda yaşanıyor. Ne yapalım…” denilerek görmezden gelinmeye çalışılıyor, rıza gösterilmek zorunda kalınıyordu. Ancak, dediğim gibi bu sefer ki durum diğerlerinden biraz farklı. Giderek artan son derece keyifli bu yaşamın, sadece kendi aralarında gelişmediği, sınırların aşıldığı ve tercihlerin çeşitlendiği bu keyifli yaşama bir de uyuşturucunun dayanılmaz keyfinin (!) katıldığı ortaya çıktı.
PKK’nın, uyuşturucu ve trafiği ile olan maddi kaynak anlamındaki kaçınılmaz ilişkisi zaten herkesçe biliniyor. Herkesin bildiği durum şu; PKK, ya uyuşturucu trafiğinin güvenli seyretmesini sağlayarak, ya da bizzat içerisinde yer alarak bir şekilde para kazanıyor ve kazandığı bu parayı da silaha yatırıyor. Ancak bu sefer, bilinmeyen ya da biliniyor olmasına rağmen bugüne kadar dillendirilmemiş durum ise; Almanya’daki örgüt mensuplarının, uyuşturucu kaçakçılarıyla bugüne kadar ki sürdürdükleri ilişkinin şeklinin boyut kazanarak samimiyete (!) dönüştüğü ve bu samimiyetin, kaçakçılar ile bayan örgüt mensupları arasında yaygınlaşmış olduğu. Bayan örgüt mensuplarının, oldukça samimi bu ilişkilerinin ayyuka çıkmış olması, dillendiriliyor olmasının en birinci nedeni ve kaçınılmaz sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Yani kısaca, “kol” yine kırılıyor, ancak bu kez “yen” içinde kalamıyor, üstüne üstlük “ayyuka” bile çıkıyor.
Dağda son derece zor koşullar altında yaşayan, sert doğa şartlarının zulmüne uğramalarının yanı sıra, bir de güvenlik güçleriyle çatışma ortamlarına zorlanan PKK’lıların ruh hallerini net olarak anlamak, şimdi çok daha mümkün hale geliyor. Teslim olan bir çok örgüt mensubunun ifadelerinden; “Biz dağlarda elimizde silah dolaşırken, onlar (Avrupa alanındakiler ve metropollerdekiler kastedilerek) keyiflerince yaşıyor, sıcak yemek yiyip, sıcak yataklarında mışıl mışıl uyuyorlar” şeklindeki haklı serzenişlerinin ne denli hafif kaldığı, Avrupa’daki ve özellikle altını çizersek Almanya’daki üst düzey kadın-erkek örgüt mensuplarının, Hamburg’erli keyifli, kadınlı erkekli ve son dönemdeki uyuşturucu katkılı hızlı yaşantıları göz önüne alındığında, şimdi çok daha net olarak anlaşılıyor. Dağdaki PKK’lıların, bir zamanlar Melike Demirağ’ın seslendirdiği meşhur şarkısını, küçük bir revizyonla İstanbul yerine “Şimdi Avrupa’da olmak varmış anasını satayım” şeklinde ve koro halinde icra etmelerinin sebebini anlamak da şimdi çok daha kolaylaşıyor.



C.Cerrah açıkladı: Kapkaç çetesinin arkasında PKK var

İstanbul ve Diyarbakır`ı kapsayan çok yönlü bir operasyonla kapkaç ve uyuşturucu çetelerine ağır darbe vuruldu. Operasyonun ayrıntıları, Zaman`ın önceki gün gündeme getirdiği `PKK bağlantısı`nı da gözler önüne serdi.Dün basının karşısına geçen İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, `Olayların arkasında terör örgütlerinin olduğu ortaya çıkmıştır.` dedi. Cerrah, çocukların Diyarbakır`dan kaçırıldığını, hatta yakalanan kişilerin tecrübeli bir çocuk için silahlı çatışmaya girdiğini anlattı. Edinilen bilgilere göre, PKK ile bağlantılı çeteyi, suçta kullandıkları çocukların ifadeleri çökertti. İstanbul`daki birçok hırsızlık ve kapkaç olayının ardında olduğu kaydedilen şebekenin çökmesini gerçekleştiren süreç ise kapkaçta kullanılan çocukların yakalanması ile başladı. Geçen yıl ağustos ayında Eminönü`nde kapkaç olaylarında yakalanan yaşları 8 ile 14 arasında değişen 3 çocuk, Diyarbakır`dan zorla getirilerek kapkaç ve hırsızlık için baskı gördüklerini anlattı. Şebeke liderlerinin belirlenmesinin ardından çete, İstanbul ve Diyarbakır polisi tarafından izlenmeye başlandı. Diyarbakır polisi ile eşzamanlı olarak yürütülen operasyonlarda 2`si hırsızlık ve kapkaç gibi olaylarda çete tarafından kullanıldığı belirlenen çocuk ile birlikte 17 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınıp mahkemeye sevk edilen 15 kişiden 12`si tutuklandı. Organize polisi, çetenin kapkaç, hırsızlık ve uyuşturucu gibi konularda görev paylaşımı yaptığını ve terör örgütlerinin yapılanmasında olduğu gibi bölge sorumlularının bulunduğunu tespit etti. Polisin belirlemesine göre M.S.T.`nin koordine ettiği çete, hırsızlık, adam kaçırma, uyuşturucu, kapkaç ve akaryakıt kaçakçılığı konularında görev paylaşımı yapıyor. Her suç oluşumunun başında ekip amirleri ve bölge sorumluları bulunuyor. İstanbul`da faaliyet gösteren kapkaç şebekesi Diyarbakır`dan M.S.T. tarafından yönetiliyor. Kapkaç, yankesicilik, hırsızlık yaptırmak üzere yaşları 8 ile 14 arasında değişen, dar gelirli ailelerin, hızlı koşan, hareketli çocukları kaçırılarak İstanbul`a getiriliyor. Eğitimden geçirilen çocukların kaçmamaları için uygunsuz fotoğrafları çekiliyor. Şebeke, kapkaç ve hırsızlık olaylarında kullandığı çocukları ise `sporcu` olarak adlandırıyor. Soruşturmanın derinleştirilmesinin ardından örgütün kendi içerisinde uyuşturucu haplar nedeniyle hesaplaşma yaşadığı belirlendi. Edinilen bilgiye göre, 2005 yılı Şubat ayı içerisinde şebekeye ait 60 bin ecstacy hap çete içerisindeki bir başka grup tarafından çalındı. Bu hapların bir kısmı Narkotik Şube ekipleri tarafından yakalandı. Polisin elinden kurtarılan hapları bulmaya çalışan çete üyeleri hapları çaldıklarını düşündükleri 4 kişiyi kaçırdı. Kaçırdıkları kişileri bölücü terör örgütü PKK adına sorguladıkları kaydedilen çete elemanlarının bu kişilere işkence uyguladıkları belirlendi. Çetenin elinden kurtulan 3 kişi polise sığındı. Cerrah, Ş.V. isimli kişinin ise hala kayıp olduğu bilgisini verdi. Bu kişiler verdikleri ifadelerinde çetenin kendilerini PKK adına sorguladıklarını anlattı. Operasyonlar sırasında, azılı kapkaç çetelerinin birbirlerini bile kapkaç yaptıkları ortaya çıktı. Çökertilen kapkaç çetesinin Eminönü sorumlusu M.T. kapkaç yapmasının ardından başka bir çetenin kapkaçına uğramış. Kapkaça uğrayan M.T., çaldığı paralarla dolu çantaları kapan hırsızı vurmak için peşine düşmüş. Tabancası ile rastgele ateş eden T., olay yerinden geçmekte olan bir tüpçüyü yaralamış. M.T.`nin dahil olduğu çetenin, bu olayın ardından, kendilerine kapkaç yapan şahsı tespit etmek için çalışmalar yaptığı kaydedildi. Cerrah, çete elemanlarının evlerinde yapılan aramalarda 11 adet tabanca, 21 adet şarjör, 1 adet kurusıkı tabancadan çevirme tabanca, 2 adet sahte nüfus cüzdanı, 12 kilo esrar, 1 adet askeri kamuflaj elbisesi, şapka ve palaska ele geçirildiğini söyledi. Sorgulamaları tamamlanan 15 kişi, Beşiktaş`taki İstanbul Adliyesi`ne gönderildi. Nöbetçi İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi`nde sorgulanan zanlılardan 12`si tutuklandı. Operasyonda gözaltına alınan 2 çocuk, Çocuk Şube Müdürlüğü`ne teslim edildi. Konuya ilişkin hazırlanan basın açıklamasında suç örgütü üyelerinin, bu yılın şubat ayında 4 kişinin Beyoğlu`nda kaçırılarak alıkonulması ve işkence yapılması, Eminönü`nde çeşitli tarihlerde 2 kişinin tehdit edilerek dövülmesi, alıkonulması ve işyerine zarar verilmesi, bir kişinin tabancayla vurulması, 2 kişinin gasp amacıyla yaralanması, 2 kadın turistin çantalarının gasp edilmesi, ayrıca yine bu yıl Fatih, Eminönü, Bakırköy ve Beyoğlu`nda 25 ayrı kapkaç, yankesicilik ve tantanacılık suretiyle hırsızlık olaylarına karıştıkları belirtildi. Çocukları kullanıyorlar İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, uyuşturucu, kapkaç, hırsızlık ve gasp olaylarının arkasında terör örgütü PKK`nın olduğunun ortaya çıktığını açıkladı. Çeşitli suçlarda kullanılan çocukların Diyarbakır`dan kaçırılmasıyla ilgili olarak 17 kişi gözaltına alındı.

pkk nın eroin paraları ve lojistik köprüsü??

PKK'yı eroinman edecek darbe


ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi'nin (DEA) başında bulunan Michele Leonhart, İstanbul'daki Uyuşturucu ile Mücadele Konferansı kapsamında yapılan özel bir 'yuvarlak masa toplantısı'nda konuştu: "Kolombiya'da işe yarayan yöntem (FARC militanlarının etkisizleştirilmesi) Türkiye'de de işleyebilir. PKK kendisini uyuşturucu ile finanse ediyor. Bellerini kırmanın yollarını arıyoruz."EMNİYET Genel Müdürlüğü ve ABD Uyuşturucu ile Mücadele Dairesi (Drug Enforcement Agency- DEA) tarafından ortaklaşa düzenlenen "26. Uluslararası Uyuşturucu ile Mücadele Konferansı"nın (IDEC) ikinci gününde, toplantılara katılan 97 ülkeden 450'yi aşkın üst düzey yetkili, uyuşturucu kaçakçılığına karşı küresel strateji geliştirmek amacıyla dün çeşitli toplantılar düzenlediler. DEA'yı vekaleten yöneten Michele Leonhart ile doğrudan Beyaz Saray'a bağlı olarak çalışan ABD "uyuşturucuyla mücadele çarı" Scott Burns, özel bir yuvarlak masa toplantısında, konferansta kapalı kapılar ardından konuşulanlar hakkında bilgi verdi.Leonhart, bu konferansın sadece ikinci kez Amerika kıtası dışında düzenlendiğine dikkat çekerek, "27 yıl önce ABD olarak sadece dünyanın Batı yarımküresindeki sorunla mücadele ederdik. Kolombiya ve Meksika'daki başarılarımızın ardından uyuşturucu ticareti Afrika üstünden Avrupa'ya doğru kaydı. Artık bu bir küresel sorun" dedi.FARC göndermesiUyuşturucu ticareti yoluyla terörü finanse eden ayrılıkçı FARC gerillalarının ve Güney Amerika'daki kartellerin son dönemde etkisizleştirilmesine atıfta bulunan Leonhart, "Oralarda işe yarayan yöntem, Türkiye'de veya Almanya'da da işleyebilir. Uyuşturucu tacirlerinin bellerini kırmanın yollarını arıyoruz" diye konuştu. ABD'deki terörle mücadele yasası uyarınca PKK'nın eylemlerini finanse etmesini sağlayan kaynakları kurutmaya çalıştıklarını belirten Leonhart, "Bu konferans, ABD'nin, Türkiye'ye istihbarat dahil her yönden PKK ile mücadelesinde verdiği desteği vurgulamak için de bir fırsat. Kilit önemdeki Türkiye bu açıdan da dünyada kritik bir rol üstleniyor" ifadesini kullandı.Bilgi notuABD Başkanı Bush, Michele Leonhart'ı DEA Başkanı olarak atama niyetini 15 Nisan'da açıklamıştı. ABD'deki seçim takvimi nedeniyle atama henüz yapılamadı. Leonhart, mesleki kariyerine sokaklarda uyuşturucu çeteleriyle savaşan bir polis memuru olarak başlamış ve hızla yükselmişti.Uyuşturucuyla mücadele çarı Burns: Zehir tacirleri de Euro'ya geçtiABD Başkanı George W. Bush'un "uyuşturucu ile mücadele çarı" Scott Burns, uyuşturucu bağımlılarının yasadışı maddeleri kullanırken "Şu anda terörizmi, cinayetleri, katliamları finanse ediyorum" diye hissetmesi gerektiğini söyledi. Burns, "doların zayıflamasıyla birlikte uyuşturucu tacirlerinin euro'yu tercih etmeye başladığını" da bildirdi
alıntı
İşte Avrupa'da PKK'yı finanse eden şirketlerPKK'ya finans sağlayan şirketler listesinde Avrupa'nın birçok ülkesinden kurumlar da var.
Salı, 02 Haziran 2009 09:26 kaynak:sabah

PKK'ya finans sağlayan şirketler listesinde Almanya başta olmak üzere Avrupa'nın pek çok ülkesindeki holdingler, inşaat firmaları, tekstilciler, toptan gıda marketlerinin ismi bulunuyor


PKK'nın Avrupa'daki finans kaynağı Uluslararası Kürt İşadamları ve İşverenler Birliği'ne (KAR-SAZ) üye olan ve destek veren şirketlerin listesinin bulunduğu istihbarat raporuna ulaşıldı. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) PKK'nın Avrupa'daki yapılanmasıyla ilgili bir raporuna ekli listede, Almanya başta olmak üzere Avrupa'nın pek çok ülkesindeki holdingler, inşaat firmaları, tekstilciler, dönerciler, pizzacılar ve toptan gıda marketlerinin ismi bulunuyor. MİT'in raporundaki bilgilerden yola çıkarak PKK'ya finans sağlayan KAR-SAZ'ın izini Almanya'dan sonra Belçika'da da süren Sabah muhabiri, bu sözde ekonomi birliğinin bağlı olduğu Brüksel'deki KON-KURD (Avrupa Kürt Dernekleri Konfederasyonu) merkezini de görüntüledi. Rue Jean Stas 41, 1060 adresindeki KON-KURD binası silahlı kişiler tarafından korunuyor. PKK'nın üst düzey ismi Sabri Ok'un da Brüksel'de ikamet ettiği ve KONKURD'a gidip geldiğini MİT tespit etti. Sabri Ok, KON-KURD'un perde arkasındaki Avrupa sorumlusu. Öcalan'ın en yakınında ve PKK'nın ilk silahlı eylemlerinde rol alan Sabri Ok'un ismi son olarak polisin 15 ilde gerçekleştirdiği Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) TürkiyeMeclisi adındaki yapılanmasına yönelik operasyonda gündeme gelmişti. İddianamede, Ok'un KCK'nin Avrupa Koordinasyonunun başına getirildiği belirtiliyor.

MASAK'IN HEDEFİNDE

Önceleri Avrupa ülkelerinde KOBİ'ler gibi (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler) örgütlenen KAR-SAZ'ın şirketleri zamanla büyüyüp holdingleşti. KAR-SAZ, Avrupa'daki yandaşlarının uyuşturucu parasını aklarken, parayı mali suçları araştırma kuruluşlarının dikkatini çekmesin diye farklı kişilerin hesaplarına aktarıyor. Bu para PKK ile paylaşılıyor. MİT, Avrupa'daki PKK finansörü şirketlerin listesini Mali Suçlar Araştırma Kurulu'daki (MASAK) "Terörün Finansmanı ve Değerlendirme Grubu"na verdi. MASAK, Almanya, İtalya, Fransa, Avusturya, Yunanistan, Belçika ve İsviçre gibi ülkelerdeki KAR-SAZ şirketlerini mercek altına aldı. MASAK, ülkelerle anlaşma yaparak PKK ile ilgili bilgilerin doğrudan Türkiye'ye verilmesini istiyor.

İşte PKK holdinginin bazı şirketleri

Anatou Schneiderel-Almanya
Avaşin Holding-Almanya
Medye TV, Korkmaz Garten Landschaftsbau-Almanya
Kurd Com-Almanya
Mala Kurda-Almanya
Mezopotamya-Almanya
Roj Two Polat Fleisch Gmbh-Almanya
Roj Online-Almanya
Zozaan Amed-Almanya
Yıldırım Musa Kurierdients-Almanya
Azet Constuction-Fransa
Charlet Du Nord-Hacı Karakoyun-Fransa
Amed Plc-İngiltere
Kürt Esnaf ve İşadamları Birliği- İsviçre
Orient Platform Sarl-İsviçre
Erbil B.V.-Hollanda
Kandill Imbis Morgil Gmbh-Avusturya
Karmenio-Yunanistan
Fazilet-Belçika
Geleri Exp.-Romanya

işte bu itler



PKK'dan kaçarak güvenlik kuvvetlerine teslim olan terörist DTP'li Yöneticilerin Kandil'e geldiklerini ve PKK ile ilişkilerini açıkladı.
PKK’nın Kuzey Irak’taki kamplarında 3 yıl boyunca silahlı faaliyet yürüten Atatürk Üniversitesi sınıf öğretmenliği mezunu Gül Kırtan, PKK’nın Haftanin Kampı'nda grup sorumlusu olan babası Şükrü Kırtan’ın örgüt tarafından infaz edildiğini öğrenince, kaçarak güvenlik güçlerine teslim oldu. Kırtan, etkin pişmanlıktan yararlandırılarak ceza verilmeden serbest bırakıldı.

Şırnak’ın Silopi ilçesinde 6 ay önce güvenlik güçlerine teslim olduktan sonra tutuklanan 26 yaşındaki ‘Rejne Pir’ kod adlı PKK’lı Gül Kırtan, 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Atatürk Üniversitesi’nde 4 yıl sınıf öğretmenliği öğrenimi gören ve mezun olduktan sonra 3 yıl önce örgüte katılan Gül Kırtan savunmasında, “Babam 1990 yılında PKK’ya katıldı. Haftanin Kampı'nda grup sorumlusuydu. Babamın 1995 yılında bir çatışmada öldüğü bize bildirildi. Ancak atılan bir iftiradan dolayı örgüt tarafından infaz edildiğini Zap Kampı sorumlusu Haki Akçay bana söyledi. Bunu duyunca örgüte kin ve nefretin arttı ve teslim olmaya karar verdim” dedi.

KPSS'YE KATILMIŞ

Kapatılan DEHAP’ın Ankara’daki kongre ve konferanslarına katıldığını, gençlik örgütlenmesi içinde yer aldığını belirten Kırtan şunları anlattı:,

“DEHAP Genel Merkezi'nde gençlik eğitimi aldıktan sonra örgüte katıldım. Asıl amacım babamın akibetini öğrenmekti. Çünkü bana örgüte katılabileceğim yönünde olumlu cevap gelince ben bir süre erteledim. Erteleme sebebim ise okuldan mezun olup, KPSS'ye girmek için önüme bir engel çıkmamasıydı. KPSS için resmi başvurumu yaptıktan sonra örgüte katıldım.

Çünkü geri dönmek üzere gittim. Operasyonları durdurmak için kendilerine ‘canlı kalkan’ adını veren grubun sorumlusu Şevket Yıldız örgüte katılmama yardımcı oldu. Kampta örgüte katılmadan önce, devlet adına terörle mücadelede görev yapmış asker, polis veya MİT mensubu olabilir ‘Kava’ kod adlı örgüt mensubu vardı. Bu kişi Diyarbakırlıydı. Örgüt ajan olabileceği ihtimali nedeniyle bu kişinin kullandığı kod ismine layık olmadığı için adını ‘Zalim Dehak’ olarak değiştirdi. Sonra da Türkçe'de isimsiz anlamına gelen ‘Benav’ adı verildi. Bu şekilde teşhir edilince kaçıp KDP’ye teslim oldu.”

KAMPTA DENİZ SUBAYI

Kampta daha çok Doğu bloku ülkeleri yapımı silahların tanıtımı ve kullanımı üzerine eğitim aldıklarını ifade eden Gül Kırtan şöyle devam etti:

“Merkezi İstanbul’da bulunan Özgür Halk adlı dergide çalışan ‘Erdem’ kod adlı kişi, örgüt mensubu olan bir kızı sevdiğini açıkça söyleyince, aşırı derecede rencide edilerek teşhir edildi. Erdem kendi silahıyla intihar etti, ilk müdahalesi kasıtlı olarak geç yapılınca öldü. Halen örgütün Botan eyaletinde faaliyet gösteren ‘Çiçek’ kod adlı kadın intihar saldırısı yapmak için örgüte yazılı dilekçe verdi. Ayrıca ‘Ali Kemal’ kod adlı Amasyalı ve aslen Türk olan örgüt mensubu eşiyle birlikte örgüte katıldı. Bu kişi, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı bir subay okulundan mezun olduktan sonra örgüte katılmıştı. Şırnak kırsalında bir süre kaldıktan sonra Kandil ve Zap kamplarına geldi ve şu anda siyasal birim içinde eğitim veriyor. Eşi örgütten kaçtı. Kendisi askeri kanadın disiplin kurulundan sorumludur.”

‘DTP'Lİ YÖNETİCİLER KANDİL'E GELDİ’

PKK’dan kaçmak için Özel Kuvvetler eğitmenliğinde sabotaj uzmanlık eğitimi aldığını, çünkü sabotaj eğitimi alanların eylem için şehirlere gönderildiğini belirten Kırtan şunları söyledi:

“PKK’nın DTP’yle doğrudan ilişkisi var. DTP'li üye ve yöneticiler çeşitli dönemlerde Kandil ve Hınere kamplarına gelerek ideolojik eğitim alıyorlar, ardından legal zeminde siyaset yapmak için Türkiye’ye gönderiliyorlar. Ayrıca DTP içerisinde aktif görev alan eş genel başkanlar dahil tüm üyeler, örgüt propagandası ve ajitasyon faaliyeti yürüterek kitleleri etkilemeye yönelik çalışıyorlar. DEHAP’ın Ankara Gençlik örgütlenmesi sorumlusu Mahmut Bilgin de Hınere Kampı'na gelerek sık sık ideolojik eğitim alıyor. Bu kişinin şu anda DTP içinde hangi görevde olduğunu bilmiyorum. PKK’dan kaçan yaklaşık 2 bin civarında kişi var. Bunlar Irak, Suriye ve Avrupa ülkelerine gittiler.”

“ABD SİLAH VERİYOR”

ABD’li askeri ve siyasi temsilcilerin, 28 Haziran 2006 günü Kuzey Irak’taki Hakurk kampındaki dış ilişkiler idare birimi denilen yerde PKK’nın üst düzey yöneticisi Murat Karayılan ile gizli görüşme yaptıklarını belirten Gül Kırtan, örgütün geçen yıl aldığı eylemsizlik kararının da bu görüşme sonrası ABD güdümünde alındığını ileri sürdü.
Gül Kırtan, “Örgütün şu anda KDP, KYB ve Rusya ile diplomatik ilişkileri çok güçlü. Ayrıca örgüt propagandasına yönelik çekimleri yapılan ve oyuncuları dağ kadrosundaki PKK’lılardan oluşan ‘Beritan’ adlı filmin finansörlüğünü de Almanya’dan gelen bir işadamı üstlendi. Fransa ve Yunanistan’dan da birer grup Hınere kampına geldi. PKK, ABD’den silah, KDP ve KYB’den ise erzak alıyor” dedi.

“TAK, KARAYILAN'A BAĞLI ÇALIŞIYOR”

PKK içerisinde 60 kişilik ‘Ölümsüzler Taburu’ adı verilen intihar komandosu grubu bulunduğunu kaydeden Gül Kırtan itiraflarını şöyle sürdürdü:

“Türkiye metropollerinde eylem yapan TAK (Kürdistan Özgürlük Şahinleri), örgütün askeri kanadının 3'üncü kongresinde, askeri kanat sorumlusu Bahoz Erdal’ın önerisiyle kuruldu. Bu birim, örgütün meşru savunma stratejisine ters düşen ve metropollerde sivillerin hayatını kaybetmesine neden olan ve ulusrarası devlet, kuruluşlar ile özellikle AB’ye üye ülkelerden tepki toplayan intihar, sabotaj ve suikast eylemlerini sahiplenmektedir. TAK doğrudan Murat Karayılan’a bağlı çalışıyor. Türkiye metropollerine sansasyonel eylem için gönderiliyor. TAK sivil hedeflere yönelik eylem yaptığı için, PKK’dan bağımsız bir yapılanma olduğunu iddia ediyor.”

“ETKİN PİŞMANLIK TUZAĞI”

Devletin çıkarmış olduğu etkin pişmanlık yasasını PKK'nın eylem için kullanacağını belirten Gül Kırtan, “Örgüt yeni bir eylem stratejisi olarak özel kuvvetlerde görev alıp eylem yapacak olanları, teslim olmak için göndermeyi planlıyor. Örgüt, teslim olup yasadan faydalanarak kısa sürede özgürlüğüne kavuşan kişinin, serbest hareket etmenin verdiği avantajla sansasyonel eylemleri daha kolay yapabileceğini düşünüyor. Bu konuda Murat Karayılan’ın öneride bulunduğunu biliyorum. Çünkü bu yasadan çok sayıda kişinin faydalanıp serbest kalması örgüt yönetimini çok tedirgin etti” dedi.

Gül Kırtan'ın bu ifadelerinden sonra duruşmaya kısa ara veren mahkeme, sanığın kendiliğinden örgütten çekilmesi, samimi itiraflarda bulunması nedeniyle TCK’nın 221/2 maddesi uyarınca etkin pişmanlıktan yararlandırılmasına ve bu nedenle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına oy birliğiyle karar verdi. Bu karar üzerine Gül Kırtan serbest bırakıldı.

16 Haziran 2009 Salı

PKK'ya gönüllü yardım eden ünlüler!




Ergenekon iddianamesinin ek klasörlerinde, PKK'ya Türkiye içinden gönüllü destek olanların isimleri tek tek belirtilmiş.

Milliyet haberine göre Ergenekon iddianamesinin ek klasörlerinde, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirilmesinin ardından kendisine ve örgüte destek verenleri anlattığı ifadesinin tutanağı da yer aldı.

Delil klasörü 3 numaralı DVD’ye göre Öcalan ifadesinde PKK’ya Türkiye içinden destek olanların belli olduğunu savunarak, çoğunun HADEP çatısının altında toplandığını; Bucak, Adıyaman Kaviler, Suruç Kılıçlar aşiretlerinden dostlarının olduğunu ileri sürdü. Öcalan’ın sanatçılardan kendilerini desteklediğini iddia ettiği isimler ise Ahmet Kaya, Şivan Perver, Gülistan ve Şahturna.

İbrahim Tatlıses’e ait olan Tatlıses Turizm’in gönüllü yardımlarını gördüklerini öne süren Öcalan, Halis Toprak’a ait Toprak Holding’den de zaman zaman parasal yardım gördüklerini savundu. Batman’daki petrol sendikalarından dostlarının olduğunu ve zaman zaman para yardımı gördüklerini iddia eden Öcalan, Antalya’da geniş yatırımlara giren Ceylan Holding’in pek çok yardım ve katkılarını gördüklerini ileri sürdü.
alıntı